MART2021 Özlem Yurdakul
Afro Amerikalılar...
Kölelik dönemlerinde diyetleri tamamen yaşamlarını sürdürmeye yönelikti, organ etleri, hayvan yağları ağırlıklı tüketim yaygındı ve efendilerinin artıklarıyla beslenmek zorundaydılar. En büyük zevkleri balık atıklarıyla yapılan kroketler, en iyi tatlıları ise çalıntı ekmekle yapılan pudinglerdi. Bu yüzden dengeli bir diyet söz konusu olmayıp, ömürleri de beyaz efendilerine göre daha stresli ve daha kısaydı. 1960’dan sonra siyah sivil haklar mücadelesiyle soul brother, soul sister ve soul music listesine soul food eklendi. Slyvia Woods ilk restoranını 1962’de Harlem'de açtı ve soul food'un kraliçesi olarak anılmaya başladı. 1970’lerde ise bu tarz restoranlar hızla yaygınlaştı. Batıya, kuzeye doğru yapılan göçlerden sonra Afro Amerikalılar’ın arkada miras olarak bıraktıkları ise besinleriydi. Afro Amerikalılar’ın yaşamları ırksal stresle doluydu ve diyetleri de bunun uzantısı olarak tamamen kültüreldi. Domuz eti, ağır kızartmalar, şekerle tadlandırılmış içecekler, yoğun tuzlu ve ekmek ağırlıklı tüketim ön plandaydı. Bu yüzden beyazlara göre daha fazla yüksek tansiyon, obezite ve diyabet söz konusuydu. Amerika’da güneyli soul food'u zamanla Afro Amerikalılar’ın doğum günü kutlaması ve cenazelerde paylaştıkları kültürel yemekler haline dönüştü. Bu etnik yiyeceklerin sağlıklı dönüştürüldükleri beslenme şekilleri ise zamanla oluşturulmaya başlandı; Pirinç, yapraklı yeşil sebze, baklagil ve domuz etli hazırlanan çeşitler az da olsa rastlanan sağlıklı çeşitler haline geldi. Soul food'un yaygın sebzeleri kabak, pirinç, fasulye, karalahana, hardal ve kaleydi. Kale, pek çokları için yeni bilinse de bu kültürde 300 yıl önce biliniyordu. Kesilen hayvanın ise hiç bir parçası zayi değildi. Aslında soul food, köleliğin diyetiydi ve bu yüzden kesilen hayvan söz konusu olduğunda minimum atık söz konusuydu. İçkilerde ve lezzette aranan renk ise kırmızıydı. Afro Amerikalılar’da artık sağlıklı bir beslenmeye ihtiyaç var ve bu durum 1992’den beri populasyonun gündeminde. %60’lık bir çoğunluk bu diyetin gerekliliğinin farkında. Eğitime ise çocuklardan başlamak gerekiyor.Siyahlarla, Latin Amerikalıların çoğu, gençlerle yaşlılar arasında sosyal mesafeye dikkat edilmeyen çoklu jenerasyonlu ortamda yaşıyor. Afro Amerikalılar'ın %48’i obezken, Beyazlar'da bu oran %33. Siyahlar’ın %46’sı yüksek kan basıncına sahipken, Beyazlar'ın ise %33’ü yüksek kan basıncına sahip. Özellikle obezite büyük bir problem, siyah erkek ve kadınlar hemen hemen aynı vücut kitle index'ine sahip, Akdeniz diyetiyle beslenenlere göre yaşamları şüphesiz daha kısa. Kalp dostu diyet denince akla meyve, sebze, yağsız et, derisiz tavuk, fasulye, baklagiller, balık, zeytinyağı gibi bitkisel yağlar, düşük yağlı süt ürünleri, yumurta (haftada 6 adet) geliyor. Alabalık, ringa, uskumru, sardalya, somon gibi balık türleri ise bu diyete göre haftada iki kere tüketilmeli. Doymuş yağ, tuz ve şeker içermeyen bir diyet çeşidi olan Akdeniz diyeti gibi, dash diyeti de bitkisel bazlıdır ve yağsız et tüketimi içerir. En büyük farklılıksa dash diyetinde sodyumun azaltılmasıdır. Günlük olarak 1500-2300 mg sodyum alımı söz konusu. Günlük 2-3 servis düşük yağlı süt ürününe de yer verilmekte. Amerika'da erişkinlerin %30’u insomnia'dan şikâyetçi. Sekiz saatten az uyku Siyahlarda, Latinlerde ve Hispanik grupta daha yoğun görülürken, dokuz saati geçen uyku düzensizliklerine yine bu gruplarda sıkça rastlanıyor. Siyahlarda uyku düzensizlikleri, Latin ve Hispanik gruba göre daha fazla görülüyor. Pandemi süresince 10 bin Afro Amerikalının 62’si, Beyazlarda 23’ü, Latinlerin ise 72’si covid'den yaşamını kaybetti. 65-74 yaş arası Afro Amerikalı beyazlara göre covid'den beş kat daha fazla kayıp yaşarken, 75-84 arası üç buçuk kat, 85’in üstü ise iki kat daha fazla kayıp yaşadı. İşin mutfak kısmına gelince günümüzde en önemli mutfaklar; Kaliforniya, Louisiana, Tex-Mex, Hawai'dir. Afro Amerikalı yetişkinler günlük kalorilerinin %35’ini yağlardan karşılıyor, bunun %12’si ise doymuş yağlar. Uzmanlara göre ise günlük kalorinin en fazla %30’u yağlardan karşılanmalı. Bilindiği üzere, kanser hastalarının %35’i beslenme eksikliklerinden dolayı bu hastalığa yakalanıyor, Amerika populasyonunun bir çeyreğinden azı, günlük beş servis meyve sebze tüketirken, azınlıklarda bu oran daha az. Afro Amerikalılar’ın %88’i koyu yeşil yapraklı sebze tüketmezken, %93’ü sarı sebzeleri hiç tüketmiyor. Günlük alınması önerilen B6, E vitamini, Ca, Mg ve çinko miktarları ise oldukça yetersiz. Afro Amerikalılar, diyetlerinde, sağlıklı geçişlerde zorlanma nedenlerini, kültürlerinden kopmak istememelerine bağlıyor. Bunun için de okullarda, kiliselerde ve güzellik merkezleri gibi çeşitli organizasyonlar yoluyla eğitim şart! En basitinden restoran menüleri kalori göstergeli olmalı. Bir porsiyon karbonhidrat alımı 15 grama inmeli. Süt ürünleri ve et tüketimi azaltılarak meyve ve sebze tüketimi artırılmalı, pişirme tekniklerinin de yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Kar gütmeyen bir organizasyon olan ‘Oldways’ tarafından 2011 yılında hazırlanan 'African heritage beslenme piramiti', bakalım beslenme alışkanlıklarını yeterince değiştirebilecek mi? Kaynakça 1)Yarış,A.,Özkay F.D., Amerikan Kültüründeki gelişim süreci, Journal of tourism and gastronomi studies,3/3,2015,90-101 2)KulkaniD.K.,culture and diabetes in the united states,Clinical diabetes,vol.22,,No:4,2004 3)www.thespruceeats.com,what defines autnentic soul food?,07.03.2020,by Andrea Lynn 4)www.healthline.com,how the stress of living in a racist World is harming black people with IBD,2020,by D.Cross 5)www.healthline.com, why the African community is being hit hard by covid 19,april 14 2020, by J. Chesak 6)www.healthline.com,why covid 19 is particularly dangerous for older Americans?september 9 2020, by Dana K. Cassell 7)Factors influencing food choices, dietary intake, and nutrition related attitudes among African Americans:Application of a culturally sensitive model,J.S.C.Delares, Ethnicity&health,Vol.9,no:4, November 2004, P:349-367.